Tarihin Narin Detayları

Orta Asya'dan gelerek 16. yüzyılda sıradan bir çiçek olmaktan çıkan lale, bu yıllarda Osmanlı'da giderek önem kazanmaya başladı. Peyzaj çalışmalarından mimariye, hatta edebiyata kadar her alanda kendine yer buldu. 

Taşıdığı benzersiz geometrik formu, narin hatları ve göz kamaştıran renkleri ile dini ve manevi anlamlar da yüklenerek adına yakışır bir hassasiyet görmeye başladı. Dönemsel olarak daha farklı görünüme sahip olsa da o yıllarda da İstanbul'un dört bir yanında lale ile süslemeler yapılmaktaydı. 

'Lale Devri'ne ismini veren bu nadide bitki özellikle sanatın çok ön plana çıktığı bu dönemde şiirlerde, çinilerde, tablolarda ve daha pek çok sanat formunda kendine yer bulmuş. 

Güzel bir tesadüf olarak kahvede olduğu gibi lalenin de Avrupa'ya yayılması gene bu topraklar sayesinde olmuştur. Kanuni döneminde İstanbul ziyaretinde bulunan Avusturya elçisi; burada verilen önemi görerek ve hayran olarak beraberinde götürdüğü lale soğanları ile Hollanda'da yepyeni bir dönemin başlamasını sağlamıştır. 

Bahara yaklaşmakta olduğumuz günleri müjdeleyen beyaz laleler, bu ay boyunca Mare Mosso Balat'ta bize eşlik ediyor. Kahve keyfinin yanında bir lalenin bulutmuşçasına yumuşak beyaz yaprakları arasında hayal kurmak için kısacık bir vakti kendinize ayırmanız dileğimizle.